Sadrüşşerîa’nın Mukaddimât-ı Erbaa’sı Bağlamında Bir Değerlendirme
DOI:
https://doi.org/10.5281/zenodo.12528598Anahtar Kelimeler:
Hüsün-kubuh,İnsan fiilleri, Mukaddimât-ı Erbaa, Sadrüşşerîa, TaftazânîÖzet
Sadrüşşerîa’nın ‘’et-Tenkîh’’ adlı fıkıh usûlü eseri üzerine yazmış olduğu ‘’et-Tavzîh’’ adlı şerhin bir bölümü olan ‘’Mukaddimât-ı Erbaa’’, gerek ‘’hüsün ve kubuh’’ konusunu merkeze alması, gerekse irade ve kudret bağlamında insanın fiillerini açıklaması bakımından fıkıh ve kelam literatüründe önemli bir yere sahiptir. Hanefî-Matürîdî geleneğe bağlı özgün bir sistem inşâ etmeye çalışan Sadrüşşerîa, kulların iyi ve kötü fiillerine dair herhangi bir te’sîrinin olmadığını ve yaratıcının, insan zihninde birtakım eylemlerin oluşmasına dair meydana getirmiş olduğu düşüncenin kaçınılmaz bir sonucu olarak eylemlerini zorunlu bir şekilde gerçekleştirdiğini savunan Eş’arîlere[1] ve bizâtihî mümkün varlık statüsünde olan insanın fiillerinin var olmasını sağlayan tüm unsurların ‘’illet ve ma’lûl’’ ilişkisi çerçevesinde meydana geldiğini söyleyen filozoflardan farklı bir görüş benimsemiştir. Çünkü o, bir anlamda yaratıcının irade ve kudretini saf dışı bırakacak ontolojik ve epistemolojik görüşü benimseyen filozoflara karşı ‘’irâde-i cüziyye’’ anlayışını merkeze almış ve bu sayede hem kulların eylemlerinde bir sorumluluğunun olduğunu ve bunun bir sonucu olarak da ceza ve mükafatla bir karşılık göreceğini temellendirmiş, hem de kulların fiillerinin iyi ve kötü vasfını nasıl kazandığına değinmek suretiyle Eş’arî anlayışın temel kabullerine karşı bir cevap vermiştir. Dolayısıyla o, yaratıcının mümkün varlıkları meydana getirme hususunda sahip olduğu irade ve kudretini, zorunlu ilişkiler ağı etrafında gerçekleştirmediğini ortaya koyarak muarızlarına karşı cevap niteliğinde bir görüş serdetmiştir.
Hülâsâ; biz bu tebliğde Sadrüşşerîa’nın ‘’et Tavzîh’’ ve Taftazânî ’nin ‘’et-Telvîh’’ adlı eserlerini merkeze alarak hüsün ve kubhun hangi anlamlara geldiğini ve bu anlamda, kulların irade ve kudreti çerçevesinde gerçekleştirdiği fiillerinin hangi şartlarda ‘’hüsün ve kubuh’’ vasfını kazandığına dair temel görüşlere yer vermekle birlikte, ‘’Mukaddimât-ı Erbaa’’ bölümünün içeriğine dair mezheplerce ele alınan konuların kelâmî bir izahını yaparak insanın fiillerine dair mükellefiyetlerini anlamlandırmaya çalışacağız. Nitekim bu konuda Sadrüşşerîa’nın metni üzerine yazılan haşiyelerin en önemlisi Teftâzânî’nin et-Telvîh adlı eseridir. Taftazânî bu eserinde ve özellikle de “Mukaddimât” bölümünde, Sadrüşşerîa’nın ifadelerini hem açıklar, hem de tenkit eder.[2] Bu açıdan baktığımızda ‘’et-Telvîh’’ adlı eser, Mukaddimât-ı Erbaa’ bölümü üzerine yazılmış bir eser olmakla birlikte kelam literatüründe de önemli bir yere sahiptir.
İndir
Yayınlanmış
Nasıl Atıf Yapılır
Sayı
Bölüm
Lisans
Telif Hakkı (c) 2024 Current Research in Social Sciences and Humanities
Bu çalışma Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License ile lisanslanmıştır.